Günsen & Kul Avukatlık Bürosu. 0544 462 56 42 Whatsapp danışma hattı / İzmir Telefon: 0 232 462 56 42

Anlaşmalı Boşanma Davası

Anlaşmalı Boşanma Süreci Nasıl İşler?

 Anlaşmalı Boşanma Süreci

Anlaşmalı Boşanma Süreci Hakkında Detaylı Bilgi:

Taraflar evliliğin yürümediğinde hem fikir olup boşanma kararı aldıklarında izlemeleri gereken yol anlaşmalı boşanma davası açmaktır. Anlaşmalı boşanma davası ile birlikte taraflar süreci çok daha hızlı şekilde, maddi ve manevi daha az kayıplarla atlatabileceklerdir. Anlaşmalı boşanma için gerekli temel koşul evlilik birliğinin 1 yıl devam etmesidir. 1 yıldan kısa süren evliliklerde anlaşmalı boşanma istenemez. Örneğin evlilik birliği 8 ay devam etmiş ve çekişmeli boşanma davası açılmışsa, 1 yıllık süre geçmiş dahi olsa o davada artık anlaşmalı boşanma istenemez. 1 Yıllık süre dolduktan sonra ayrı bir anlaşmalı boşanma davası açılarak karar verilmesi sağlanmalıdır. 1 yıllık süre ön koşulunu sağlayan her çift anlaşmalı boşanma yolunu seçebilir. Anlaşmalı boşanma davasında eşler mahkemeye bir boşanma gerekçesi göstermek zorunda değillerdir. 1 yıl evli kaldıktan sonra iki eş de boşanmak istediklerini belirttiğinde hâkim boşanma kararı vermek zorundadır. Böylece aile içinde yaşanan olaylar, dava dilekçelerine geçirilmeden, stres ve gerginlik yaşanmadan boşanma süreci tamamlanabilecektir.

Taraflar anlaşmalı boşanma kararı verdikten sonra boşanma kararı yanında başkaca konularda da uzlaşmak zorundadırlar. Uzlaştıkları konuları da bir protokol haline getirip imzalamaları gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolünde aşağıdaki konuların net olarak düzenlenmesi gerekmektedir:

1. Tarafların boşanma kararı verdiklerine dair iradeleri bulunmalıdır.

2. Tarafların ev eşyalarına dair anlaşmaları gerekmektedir. Ev eşyaları kimde kalacağı net olmalıdır. Burada tek tek eşyaların sayılıp dökümünün yapılmasına gerek yoktur. Tarafların “Eşyaları paylaştık birbirimizden eşya ve eşya bedeli isteğimiz yoktur.” demesi yeterlidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus eşya konusunun net çözüme kavuşturulmasıdır. Örneğin bir bulaşık makinesi konusunda dahi eşler arasında anlaşmazlık olursa (kimde kalacağı konusunda) artık anlaşmalı boşanma kararı verilemeyecek dava çekişmeli boşanma davası olarak görülecektir.

3. Tarafların birbirinden nafaka talebi olup olmadığı, varsa miktarı yazılmalıdır. Anlaşmalı boşanma davasında taraflar birbirinden nafaka istemezse hâkim nafaka bağlamaz. Bu nedenle nafaka talebi yoksa protokole açıkça yazılmalıdır. Eşlerden birinin nafaka talebi varsa ve diğer eş de bu nafakayı ödemeyi kabul ediyorsa bu da protokole açıkça yazılmalıdır. Nafaka konusunda tarafların özgürlüğü bulunmaktadır, diledikleri gibi anlaşabilirler. Örneğin aylık geliri 3.500-TL olan erkek eş, ev hanıma kadın eşine her ay 2.000-TL nafaka ödemeyi kabul edebilir. Mahkeme de bu nafaka az ya da fazla diye müdahale edemez. Nafakayı belirleme konusunda tarafların iradeleri esastır.

4. Müşterek çocuk/çocuklar varsa velayetin kime verileceği konusunda tarafların anlaşması gereklidir. Velayet şarta başlanamaz, tereddüt uyandırmayacak şekilde düzenleme yapılmalıdır. Örneğin velayet 5 yaşına kadar anneye, 5 yaşından sonra babaya verilecek şeklinde bir düzenleme yapılamaz. Velayet kendisine verilen eş çocuk/çocuklar için nafaka istemiyorsa belirtmeli, istiyorsa nafaka miktarı protokole yazılmalıdır. Yine velayet kendisine verilmeyen eşin çocukları ile görüşmesi konusunda da düzenleme yapılabilir. Velayet kamu düzenine ilişkindir ve bu nedenle hâkim tarafların hazırlayacağı protokolle bağlı değildir. Protokolde değişiklik veya düzenleme yapabilir. Taraflar hâkimce yapılacak düzenlemeleri kabul etmezse dava çekişmeli boşanma davası olarak devam eder. Çok sık görülen durumları örnekleyebiliriz. Örneğin 6 aylık anne sütü alan bebeğin velayetinin babaya verilmesine dair protokol mahkemelerce kesinlikle kabul edilmemektedir. Yine velayet anneye verildiğinde protokole babayla her hafta sonu görüş konulması da kabul gömermektedir. Çocuğun ihtiyaçları, temizliği, alışverişi beslenmesi, anne ile de hafta sonu vakit geçirmesi düşünülerek iki hafta sonu görüş kabul edilmektedir. Velayet sonrası kişisel görüş için izlenecek en uygun yol çocukla kişisel ilişki kurulması ( çocuk görme zamanları) mahkemenin takdirine bırakmaktır.

5. Taraflar birbirinden maddi-manevi tazminat talep etmiyorlarsa tazminat talebi olmadığı, talep ediyorlarsa miktarı protokole yazılmalıdır. Anlaşmalı boşanma davasında hâkim taraflar açısından tazminat miktarı belirlemez. Tazminat miktarını taraflar  özgür iradeleri ile belirler. Örneğin taraflar 250.000-TL tazminat konusunda anlaşırlarsa hakim bu tazminat çok diyerek müdahale edemez veya 5.000-TL tazminat konusunda anlaşırlarsa bu tazminat az diyerek müdahale edemez. Tarafların belirledikleri tazminat miktarı kadar karar verir.

Yukarıda sayılan 5 maddeyi içerecek şekilde yapılan protokol ile anlaşmalı boşanma davası açılır. Hakim tarafları çağırıp boşanma protokolündeki imzanın kendilerine ait olup olmadığını, halen aynı koşullar ile boşanmak isteyip istemediklerini sorar. Taraflar boşanmak istediklerine dair beyanda bulunduktan sonra mahkemece boşanmaya karar verilir. Yukarıda sayılan maddelere ek olarak nafakanın artışı, mal paylaşımı, tazminatın ve mal paylaşımı ödemelerinin ödeme zamanı ve şekilleri gibi hususlarda ihtiyari olarak maddelerle düzenlenebilir. Taraflardan biri duruşmaya gelmezse veya gelip de anlaşmalı boşanma istemediğini beyan ederse veya taraflar arasında daha önceki şartlarda anlaşmazlık çıkarsa davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edilir. Örneğin protokolde eş için aylık 500-TL nafaka belirlenmişken, nafaka alacaklısı eş aylık 800-TL nafaka istersen ve diğer eş de bu durumu kabul etmezse artık dava çekişmeli boşanma davası olarak devam edecektir.

Devam eden bir çekişmeli boşanma davasında, evlilik 1 yıldan fazla sürmüş ise taraflar bir protokol hazırlayarak da anlaşmalı boşanmaya karar verilmesini isteyebilirler. Yukarıda şartları kapsayan bir protokol ile çekişmeli boşanma davası da anlaşmalı boşanma davası olarak bitirilebilir. Hazırlanan protokol dosyaya sunulacak ve izleyen ilk duruşmada taraflar duruşma salonunda hazır bulunacaklardır. Anlaşmalı boşanma davasında mutlaka tarafların hazır bulunmaları gerekmektedir. Taraf vekili avukatlar anlaşmalı boşanma davasını vekil olarak bitiremezler.

Anlaşmalı boşanma davası bittikten sonra velayet kendisinde olmayan eş her zaman velayet davası açabilir. Daha açık bir anlatımla müşterek çocuk A’nın velayeti anneye verilmiş olsa bile; anlaşmalı boşanma davası sonrası şartların değiştiğini ve haklı gerekçelerinin olduğunu ileri süren baba, velayet davası açabilir. Örneğin velayet kendisinde olan eş A, müşterek çocuğu anneanneye bırakıp başka bir şehre yerleşmişse artık baba velayetin değiştirilmesi için dava açabilecektir. Anlaşmalı boşanma davasında kendi için nafaka istemeyen eş, sonradan nafaka talebinde bulunamaz. Müşterek çocuk/çocuklar için ise durum farklıdır. Velayet hakkı kendisinde olan eş, anlaşmalı boşanma davasında çocuklar için nafaka talep etmemiş olsa da sonradan dava açıp şartların değiştiğini ve çocuk/çocuklar için nafaka isteyebilir. Örneğin velayet kendisinde olan anne, boşanma sırasında çalışmaktadır ve aylık sabit maaşı vardır, anlaşmalı boşanma sonrası işten çıkarılırsa ve maddi zorluğa düşerse çocuklar için nafaka talep edebilecektir. Bir diğer örnek velayet hakkı kendisinde olan anne, müşterek çocuklarının babasına yüklü bir miras kaldığını öğrendiğinde, babanın koşulları değiştiği için çocukları için nafaka isteyebilecektir.

Anlaşmalı boşanma davasında mal paylaşımına dair açık hüküm ve düzenleme bulunmazsa taraflar boşanma kararı sonrası mal paylaşımı davası açabilirler. Örneğin anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımına dair madde yoksa ve eşlerden A’nın adına kayıtlı bir ev varsa, boşanma sonrası eşlerden B, A’dan evin bedelinin yarsını isteyebilir. Bu nedenle boşanma sonrasında yeni davalarla karşı karşıya gelmemek için boşanma protokolü ile mal rejiminin de düzenlenmesi gerekmektedir. Mal rejimi düzenlemesi ileride açılacak davaların, yargılama giderlerinin önüne geçmeyi sağlayacaktır.

Anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra, bu kararı temyiz etmekte genelde hukuki yarar yoktur. Mahkemece tarafların talepleri gibi karar verilmiştir. Anlaşmalı boşanma kararının uygulamada en sık görülen temyiz nedeni, tehditle anlaşmalı boşanmaya zorlanma halidir. Örneğin müşterek çocuk kaçırılarak, anlaşmalı boşanma olmazsa çucuğu bir daha hiç göremeyeceği yönünde baskı kurulması gibi. Bu durumun ispatı sıkıntılı olmakla birlikte ispat edecek yeterli delili bulunan taraf tehditle anlaşmalı boşanmaya zorlandığı ileri sürerek, anlaşmalı boşanma kararını temyiz edebilir.

Av. Sami Günsen & Av. Volkan Kul